12 Mayıs 2009 Salı

teşekkürler

yayınladığımız bilgiler sizleri mutlu eder www.bozcaadaturizimrehberi.com bozcaada

elektrik3

İki büyük elektrik balığı, Güney Amerika Elektrikli Yılanbalığı ve Afrika Elektrikli Kedibalığı özellikle elektrikli balıkların zayıf ve küçük olanlarını avlanırlar. Elektrik alanlarını, varlıklarının avları tarafından bilinmemesi için yok ederler. Ve sonra küçük türler yakına geldiği zaman birden büyük bir öldürücü deşarj bırakırlar. Küçük ve zayıf türler elektrik alanını atlatmak, bazı yırtıcı hayvanlardan saklanmak veya farklı bir yolda olmak için gözetleme yaparlar.bozcaada
Bir elektrik deşarjının voltajı kaynağından uzağa gittikçe hızlıca azalır. Elektrokasyon 1 ve 2 metre arasındaki türler için bir alanda çalışan yakın bir saha hissidir.
Sonunda daha öncede dediğim gibi, farklı bir iletkenlikle bir balığın elektrik alanının içindeki herhangi bir şey, balık tarafından kurulan ve böylece balığın etrafındaki potansiyel alanı değiştiren elektrik akış desenini bozacaktır.bozcaada da Bu devamlı değişiklikleri keşfetmek, onun etrafındaki fiziksel dünyayı haritaya dökmeye izin verir. Bilginin bu akışının anlam ifade etmesi için tabiki bir balığın yeteneği, onun beyin boyutunda bağlı bir karmaşıklıktır.
Mormyrids, büyük beyinlerinden dolayı iyi bilinirler ve vücut-ağırlık oranı diğer birçok balıktan daha yüksektir, gerçekte bir insan olabilirler. Bu, daha yüksek zekâyla eşit sayar mı? Cevabı eve gibi görünebilir. Akvaryumcular Nil havzasındaki Mormyridsleri uzun zamandan beri bilmektedirler ve Amazon nehri havzasındaki Gynotidslerden daha karışık sinyaller kullanırlar ve oynamayı severler. Gynotidler akvaryumlarındayken, akvaryumun dışındaki nesnelere oyunlar yaptıkları ve burunlarıyla onları etrafında taşıdıkları için iyi bilinirler. Üstelik bilim adamları laboratuarda oyunlar öğretmek için uzun düşünülmüş en eski balık Mormyridslerdir. Neşe ve öğrenmenin her ikisi de, zekânın göstergesidir bozcaada

elektrik duyuları2

Bu balığın etrafında bir elektrik alanını yaratan ve elektrik uyarıları yayan elektrik oluşturma hücreleri vardır. Bu alana dokunan her şey balığın elektrik alanından aldığı geri besleme şeklini değiştirir. Böylece balık, görme, ses, koku veya dokunuşta bağlı olmayan dünyasının bir şeklini arttırabilir. Çamurlu suda yaşarsanız, bu kadar yetenek çok faydalıdır. Birçok elektriksel Teleost’un yaptığı gibi. Birçok elektrikli balık gece hareketlidir. Üstelik bu balıklar, kontrol edebilir ve onların dünya şeklini geliştirmesi için kendi elektrik alanını değiştirebilir, veya başka bir elektrik gücüyle hassas balığın algısını değiştirebilir.bozcaada
Algılama amacıyla birçok balığın oluşturduğu elektrik alan bir elektrik deşarjı olarak su içindeki çevrelerine serbest bırakılırlar. Böyle yaparak hem avcılarını caydırırlar hem de onların kendi avlarını sersemletebilir.bozcaada
Bütünüyle kaslı hareket olarak elektrik uyarılarını oluştur. Hareket dünyadaki bir balığın elektrik şeklini çarpıtabilir. Bu nedenden dolayı birçok balık yavaş hareket etmeye ve vücutlarını düz tutmaya eğilimlidir. Yüzmek için sadece uzamış sırt yüzgeçlerini kullanırlar.
Çoğu balık, özellikle elektriksel olarak güçlü türler, elektrik alanını, elektriksel deşarjın zamanlanmış uyarılarının bir sonucu olarak üretirler. Fakat elektrik bakımından zayıf birkaç balık, elektrik alanı üretmek için devamlı bir dalga kullanırlar. Çoğu tür, özellikle en güçlü olanlar, elektrik alanlarını sürdürmek ve özel sebepler için güçlü atışları veya patlamaları kurtarmak amacıyla göreli zayıf deşarjlar üretirler.bozcaada
Elektrik üreten hücreler , 'Electrocytes' diye isimlendirilirler. Her bir electrocyte sadece çok küçük bir elektrik üretir. Geniş voltaj üretmek için bir balık bir bataryada bulunan birçok hücreye sahip ve aynı zamanda deşarj edilebilir olması gerekir. Bu Electrocyteler deniz türlerinde genel olarak başta, tatlı sulardaki türlerde kuyrukta bulunur.
Balıklar elektrik alanlarını bireysel sıklıkta üretirler. Aynı türün iki balığı karşılaştığında bu balıklar benzer sıklıklarda elektrik alanı kullanırlar. Sıklıklarını, daha az benzer yapmak ve diğer balıkların ürettiği sıkışık algılardan kaçınmak için değiştirirler. Diğer türlerin dişi ve erkekleri her bir sıkışmadan kaçınmak ve potansiyel eşleri fark etmeye yardım etmek için farklı sıklıktaki alanları kullanırlar. Apteronotus leptorhynchus’ta dişiler, 600-800 Hertz arasındaki sıklıkları kullanırken, erkekler, 800-1050 Hertz arasındaki sıklıkları kullanırlar.bozcaada
Bütün balıklar, eşit potansiyel farkın elektrik deşarjlarını üretemezler. Çok fazla üretim elemanı taşımak ekolojik yönden pahalıdır. Şüphesiz ki şampiyon 600 volttan fazla potansiyel bir fark oluşturabilen elektrikli yılanbalığıdır. Elektrikli kedibalığı (Gymnarchus niloticus), yaklaşık 300-350 volt oluşturabilir. Birçok elektrikli balık 8-40 volt arasında kısıtlı olmasına rağmen, bir torpil balığı yaklaşık 220 volt ve bazı kurbağabalıkları 50 volt üretebilir.bozcaada

balıklarda sinir duyuları

Sinir uyarıları, elektrik uyarıları ve su, özellikle suyun içerdiği çözünmüş mineraller iyi bir elektrik iletkenidir. Bunun anlamı suda yaşayan bir hayvan her zaman bir kası elektrik sinyalleri yaymak için kullanır. Bunların sinyalleri keşfedip birçok balık türünü öğrenmek sürpriz olmayabilir. bozcaada
Elektrik duyuları olan bir balık avının yerini saptayabilir ve keşfedebilir. Bunu suyun akışına ters doğrultuda kendini gizleyerek yapar. Av parçaları hareket edemiyorsa kumun veya çamurun içine kendini gömer. Torpil balıkları elektrik duyularını gömülmüş avını keşfetmek için kullanırlar. Elektriksel duyulu balıklar yırtıcı hayvanların yaklaşmasını da keşfederler.
Çoğu elektrik duyulu türlerin algılayıcıları Teleostlarda dış oyuk organlar ve Elasmobranch’larda lorenzini ampülleri olarak isimlendirilirler. Bu algılayıcılar hayvanların başında, vücutlarına saçılmış ve yan çizgi boyunca yerleşebilmektedir. Algılayıcılar elektrik iletken jel kanallarından oluşur. Ve bu kanallar çukur olarak isimlendirilen belli noktaların suya açılmasıyla oluşur.
Balıkların kendi hareket doğrultusunda oluşturulan zayıf elektrik alanı, dünyanın elektrik alanı sayesinde belirlediği bilinmektedir. Bu olay göç yapan türler tarafından apaçık bir şekilde kullanılır. Elektriksel uyartıları hissedebilen fakat kendi özel alanlarını oluşturamayan diğer hayvan türleri şunlardır: köpekbalıkları, torpil balıkları, tırpana balıkları, kedi balıkları, paddlefish.bozcaada
Evrimde diğer bir adım ise nesneleri keşfetmek amacıyla özel bir elektrik alan oluşturmaktır. Balıklar anlamlı bir şekilde ideal elektriğin fazlasını deşarj etmektedir. Dışarıya verilen bu elektrik yaşayan nesneler tarafından hissedilmektedir. Sadece yaşayan organizmalar tarafından değil, organizmaların etrafındaki bütün dünya tarafından hissedilir. Bu torpil balıklarının iki ailesinde ve Teleostlar’ın 10 ailesinde olmuştur. En iyi bilinen elektrikli balıklar, Afrika’nın Elektrikli Kedi Balıkları ve Güney Amerika’nın Elektrikli Yılanbalığı diğer ilginç olanlar daha az güçlü ise de hala daha varlıklarını korumaktadırlar.bozcaada

balık evrimi 2

Bu olduğunda yaklaşık aynı zamanda çiftleşme yüzgeçleri .(neticede bizim kollarımız ve ayaklarımız olan) evrim geçirdi. Yüzgeçler balıkların yukarıya ve ileriye doğru hareket etmelerini sağlarlar. Bu, yüzme fiziğinde önemli bir durumdur.bozcaada
En eski çeneli balıklar Placoderm ve Acanthodii olarak isimlendirildiler ve fosil kayıtlarda ilk olarak 435 Milyon Yıl Önce göründüler. Placoderm deri plakalı demektir ve Placodermlerim çoğu, başlarının üzerinde amour plaka ve kemikli pullara sahiptir. Placodermler yalnızca çekici değiller çünkü çift yüzgeçleri, çeneleri ve buna ek olarak İlkel yüzme keseleri evrim geçirmiştir. İlkel yüzme keseleri Osteichtyes’te akciğer olmuş ve omurgalıların yaşamasına izin verir. Ayrıca denizlerden ayrılmalarına ve karada yaşamalarını da sağlar. Placodermler gerekli olan bütün şeylere sahip olan önemli bir gruptu.360 Milyon Yıl Önce soyları tükenmesine rağmen, ağır zırhlarını kaybetmediler.bozcaada
Çoğu Placoderm’in zırhla kaplanmış büyük başları ve forebodies (?) vardı. Bilim adamları 9 sıra Placoderm’i yeniden düzenledi. Ve bunların en iyi bilinenleri Arthrodira ve Antiarchi idi.
Antiarchi’nin boyu 15-40 cm’e kadar uzanabilmektedir ve dip kısımda bulunduğuna inanılmaktadır. Zayıf çeneleri ve zırhla örtülmüş uzun pektoral yüzgeçleri vardı.
Arthrodira tatlı sularda ilk evrim geçiren ve çokça büyük olan bir gruptur. Dinicthyes ve Titanicthyes gibi bazı türlerde boy 9 mt kadar ulaşmaktadır. Gemuendima spp. gibi torpil benzeri türlerde içermektedir. Antiarchi zırhla örtülmüş kafaları vardır.bozcaada
Acanthodii temel olarak köpekbalığı benzeri balıklardı ve kemik plakları vardı. Fakat zırhlı ağır başları yoktu. Bu nedenden dolayı daha fazla manevra yapabilirler ve hızlı hareket edebilirler. Bilinen birçok türü küçüktü. Lateral gözleri, çenelerinde büyük dişleri ve dorso-lateral belkemikleri vardı.bozcaada
Kemiksi balıklardı ve daha çok tatlı sularda yaşayan türleri saptanmıştı. Acanthodii Placodermler’den daha uzun olduğu için önemliydi ve fosil kayıtlarda 275 MYÖ’ den 175 MYÖ’ e kadar kaldı.
Yaklaşık 20 milyon yıl sonra, şimdi soyu tükenmiş, modern balıkların ataları olan iki grubun ilk görünüşleri fosil kayıtlara 210 MYÖ girdi. Chondrichtyes ve Osteichtyes’lerin her ikisi de aynı zamanda farklı atalardan evrim geçirmiştir. bozcaada
Chondrichtyes köpek balıkları ve vatozlardır. Bu iki alt sınıf yaklaşık 30 milyon yıl önce evrim geçirdi. Elasmobranchii Holocephali’yi izledi. Bu iki grup denizlerimizde gelişen ve hala var olan gruplardır. Eski üyelerinden temel planda az da olsa sıkça değişim göstermektedir. Üçüncü altsınıf Cladoselarchii, geniş köpekbalığı benzeri hayvanlardır ve az da olsa Holocephali’den sonra görünmüştür. Fakat kısa bir süre hayatta kaldıktan ve görünmeye başladıktan 15 milyon yıl sonra fosil kayıtlarda ortadan kayboldular.bozcaada
Balıkların en önemli grupları modern denizlerimize hakim olan ve akşam yemeklerimizi oluşturan Osteichtyes idi.(kemikli balıklar).Görünen ilk kemikli balıklar Chondrostei idi. Chondrostei 410 MYÖ ortaya çıkmış ve günümüzde hâlen varlığını korumaktadır. Onlar ortaya çıktıktan sonra yaklaşık 407 MYÖ Dipnoi ve sonra Actinistia,Osteolepiformes ve Panderichyida 460 MYÖ ortaya çıkmıştır. Bu grubun son iki tanesinin, günümüzde, yaklaşık 250 MYÖ soyu tükenmiştir.bozcaada
Modern balıkların çoğunluğu Neopterygii grubundadır. Yaklaşık 250 MYÖ fosil kayıtlarda sadece son Permian’da içinde, son gelenler olmalarına rağmen Neopterygii’ nin Chondrostei’nin atalarından evrim geçirdiğine inanılır. Hâlbuki ortaya çıkmalarından beri çok önemli oldular ve bugün bilinen balıkların çoğu bu gruptadır. bozcaada

balık evrimi

Omurgalı hayvanların ve balıkların evrimiyle ilgili ilk önemli sonuçlara ulaşmış olsak ta hala birçok yönüyle bilim adamları tarafından yeterli derecede anlaşılamamıştır. İlk omurgalı hayvanların 550 milyon yıl önce ortaya çıktığı genel olarak kabul edilmiştir.
Çok uzaktan atamız olan bu hayvanlar bugün bildiğimiz kadarıyla balıklara göre son derece farklıydı. Çenesiz balıklar anlamına gelen ‘Agnatha’ diye isimlendirildiler. Bugün yaşayan ve hala bazı türleri var olan bu balıkların çeneleri yoktur. Bu nedenle bu grubun bir parçası olarak kabul edilirler. Agnatha, bütün soyu tükenmiş ve hala yaşayan bütün çenesiz balıkları kapsamaktadır. Çenesiz balıklar, ağızlarında kemik olmayan ve modern omurgalılar gibi ısıramayan balıklardır. Fakat ağızları olan ve beslenen balıklardır.
Üstelik en eski çenesiz balıklarda rejenerasyon yeteneği olan ve bazı türlerde bir tane beyin, iki veya daha fazla göz ve hayatlarını direkt etkileyen kalıcı bir notokorda bulunan başları vardı. Modern çenesiz balıklar gibi dişleri ve pelvik yüzgeçleri yoktu.
İlk çağda omurgasız hayvanlar denizlere hakimdi. (PALEOZOİK DÖNEM 570-245 MYÖ) Birçok türle ortaya çıkan ve farklı alt türlerin bir numarası olmasından dolayı çenesiz balıklar (AGNATHA) ve ataları önemli gruplardı.
Birçok çenesiz balık, balık asalağı ve bofa balığına benzeyen küçük kurtçuklar gibi hayvanlardır. Diğer çenesiz balıklar kemik plakların bilinmeyen bir değişimiyle evrim geçirmişlerdir. Plaklar onları zırh gibi korumaktadır. Ve boyları 1,5 metreye ulaşmaktadır. Fosil balık asalağı ve Bofa balığı 350 milyon yıl önce bulunmasına rağmen bilim adamları Conodotlardan önce evrim geçirdiklerine inanıyor.bozcaada
Eski çenesiz balıklar arasında en iyi bilinenler Ostracodermlerdir. Dıştaki zırhlarından dolayı böyle isimlendirilmişlerdir. Bunlar en eski Conodontialardır. Conodontialar küçük ve genelde 7 cm’ den daha az uzunluktadır. İç iskelete sahip olmamalarına rağmen ağız halkası üzerinde dişleri, bir tane dili ve bir tanede kaudal yüzgeçleri vardır. Yaklaşık 515 milyon yıl önce ilk olarak fosil kayıtlarda ortaya çıkmışlardır ve yaklaşık 205 milyon yıl önce ortadan kaybolmuşlardır.
Çenesiz balıkların iki diğer grubu kısa bir süre göründü. Arandaspida yaklaşık 495 MYÖ ve Astraspida yaklaşık 450 MYÖ. Her iki grupta geniş baş kalkanları vardı. Kaudal yüzgeç sanılan yüzgeçler yoktu ve 440 MYÖ yok oldular.
Az bilinen dört adet çenesiz balık grupları tipik Ostacoderm formlarına sahiptiler. Bunların en eskileri Pteraspidomorphan’ın sonuncusu Heterostraci idi. İki iyi gözlü balıklardı, başlarının üzerinde de ağır zırh ve ağızlarını öne ilerletmek ve işaretlemek için bir gagaları vardı. Tek bir omurgası vardı.bozcaada
Cephalaspidomorpha, Pteraspidomorpha’nın yerini aldı. Bunlardan ilk olarak Anaspida ve Galeaspida evrim geçirmiştir. Bunları izleyen yakın zamanda Osteostraci evrim geçirmiştir. Bu hayvanlar kemik plaklardan dolayı fosil kayıtlarda iyi bilinirler. Kemik plaklar balıkların başlarını korurlar veya Anaspida’da, pul gibi küçük plakları vardı (Anaspid demek koruması, kalkanı yok demektir.)Bu gruplar 430-425 MYÖ ortaya çıktılar ve 360 MYÖ ise soyları tükendi.
Anaspidler yan tarafın aksine karın solungaç açıklıkları olan ilk balıktı. Anaspidlerin oldukça aktif balıklar olduğuna inanılırdı. Oysa Heterostraci ve Galeaspida yavaş hareket eden, dip kısımlarda yaşayan ve çamurdan çürümüş bitki ve hayvan materyalleri emdiğine inanılan hayvanlardı. Çenesiz balıklar içerisinde loblu kuyruk yüzgeçleri olan tek türlerdir. Loblu kuyruk yüzgeçleri modern balıklarda daha çok ortaktır.
Bazı kanıtlarda çenesiz balıklar hemen hemen 360 MYÖ’ e kadar çevrede iken ve dahi yaklaşık 210 MYÖ’ e kadar Conodontia neticede dünya sularında onların yerini aldılar ve sonra MYÖ 425’te görünmesiyle omurgalıların ölümü artmaya başladı.bozcaada
Hareketin ortaya çıkışında çenelerle desteklenmiş iskelet, modern balıkların ve insanlığın evriminde önemli bir adımdır. Çeneliler için iskelet, birinci solungaç yayının modifikasyonundan gelmiştir. Süzme, emme ve törpülemenin aksine ısırma kabiliyeti balıkların olduğu yerde bulunan yiyeceklerde fazlaca çoğalmıştır bozcaada..

nasıl çipu yatiştireceğiz

bozcaada da Çipura balıklarının gonad gelişimi hermafrodit özellik gösterir. 21±3 oC de yapılan çalışmada 4 aylık çipuraların gonadlarında sitolojik ve topoğrafik olarak hiçbir farklılaşma olmadığını bildirmiştir. 5. ayda topoğrafik farklılaşma başlar. Bu dönemin başlangıcında konjektif doku gonadın dorsalinde ve ventralinde gelişimi başlatır. Ortada merkezi bir boşluk vardır. Bu kısmın dorsalinde ovaryum, vetralinde testiküllerin oluşumu başlayacaktır. Ancak bu farklılaşma çok zor ayırt edilir. Bu iki kısım germinal hücre yuvaları ile birleşir. Çok sayıda ovogonium birleşmesi ile oluşan ovijel lameller görülür. Ancak bu ayda oositler deformasyona uğrar ve gonad merkezinin kenarında ovujel lameller şeklinde bir yatakta kalır. Gonadın ventralinde 5 aylık balığa göre daha fazla spermatogonium vardır. Ovogoniumlar bir yatak içinde sıkışmışlardır. 10-11. aylarda, gonadın ventral kısmında spermatogenez aktivitesi gelişerek sürmektedir. Testiküller tüplerdeki spermetozoitler spermatogoniumlardan yola çıkarak germinal hücrelerin bulunduğu bölüme yerleşir. Testiküller kısım gonadın dorsal kısmını çevirmeye başlar ve büyür. Spermatozoit kanalı uzayan merkezde olup spermatozoitlerin toplandığı kısımdır ve ovaryum ile testiküllerin arasındadır. 1-2 dişi germinal hücre yatağı merkezin kenarında sıkışıp kalır. Bunlar ovogoniumlardır ve oositleri mayoz bölünmesi ile primer vitellogenesis olayının oluşmasını sağlayacaklardır. 12. ay üremenin ilk sezonudur. Populasyonun tüm bireyleri erkek özelliği gösterir. Gonadın ventral kısmında olgun bir testikül vardır. Ancak düşük bir RGS değerine sahiptir. Spermatozoitlerin doldurduğu tüplerde spermiasyon olayı meydana gelir. Gonadın dişi kısmında ise hiçbir değişme olmaz ve iyice küçülmüştür.

çipu3

Operkulum ve prooperkulum pullarla kaplıdır. Yanal çizgi hafif eğimli olarak operkulumdan kaudal yüzgece kadar kesintisiz olarak devam eder. Yanal çizgi üzerinde 73-85 adet pul bulunur. Dorsal yüzgeç anal yüzgeçten daha uzundur. Pektoral yüzgeç anüse kadar uzanır. Kaudal yüzgeç homoserk yapıdadır. Bu tür için yüzgeç formülü D XI/13-14, A III/11-12, P I/5, V 5/5 şeklindedir. Renk dorsalde gri-esmer, ventralde gümüşidir. Pektoral yüzgecin dorsalinde ve operkulum üzerinde kırmızı-menekşe renkli bir leke karakteristiktir.
Hermafrodit özellik gösteren çipuralar 8. aylarında ovaryum oluşumlarıyla birlikte dişi özellik gösterirler. 12. ayda üremenin ilk sezonunda tüm bireyler erkek karakterdedir. Gonadın ventralinde olgun testiküller belirir. Gonadın dişi kısmında ise hiçbir gelişme gözlenmez. 23-24. aylardaki balıkların ikinci üreme periyodunda ise bireylerde erkeklikten dişiliğe geçiş söz konusudur. Bu dönemde gonadlarda belirgin bir olgunlaşma gözlenmektedir. Bu cinsiyet değişimi ani olmamakla birlikte özellikle 3. yaştaki bireyler intersex özelliğindedir. Ancak bu cinsiyet değişimi populasyonun tamamında değil sadece yaklaşık olarak %80’inde gözlenmektedir ki kalan %20’lik oran populasyonun ve devamının sağlanabilmesi için genetiksel bir emniyet marjı olarak nitelendirilebilir. Bu tip bir cinsiyet değişimine protandrik hermafroditizm adı verilmektedir. Bütün bu değişimlere genetik ve çevresel faktörler ile beslenme özellikleri etki yapmaktadır.
Çipuraların üreme periyodu bozcaada da Ekim-Aralık ayları arasında olup en iyi gelişim 22-25 °C aralığında gözlenmektedir. Yaşayabilecekleri sıcaklık aralığı 3-34 °C, tuzluluk değeri ise ‰5-40 olarak belirtilmiştir. ‰1 tuzluluğa kadar yaşayabildikleri Chervinski ve Chanin (1985) tarafından bildirilmiştir. Genellikle 5-25 m arası derinliklerde yayılım gösterirler. Yaşları ilerledikçe derinlerde yaşamayı tercih ederler. Bunun için dalyan alanlarında ergin bireylere rastlanmaz. Yaz aylarında 0.5-9 m derinliğe kadar olan sığ sulara giriş yapan çipuralar, kış aylarında 35-40 m derinliğe kadar inerler. 2 yaşını aşan bireyler daha da derin sulara inebilmektedirler. Maximum boyları 70 cm’ye ulaşan çipuraların ortalama uzunlukları 25-40 cm. arasındadır.

çipura2

ÇİPURA BALIĞININ BİYOLOJİSİ
Chrysophrys aurata sinonimi ile de adlandırılan çipura,
Phylum: Vertabrata
Subphylum: Pisces
Clasis: Osteichthyes
Ordo: Perciformes
Subordo: Percoidei
Familya: Sparidae
Genus: Sparus
Species: aurata (Linneaus, 1758)
şekli ile sistematikteki yerini almıştır.
Klimatik yapıdan çipura balığına tüm bozcaada da rastlanmakla birlikte doğu ve güney doğu Akdeniz ülkelerinde, Kanarya Adaları'nda, İngiltere kıyılarında, Verde Burnu’nda ve nadir olarak Karadeniz kıyılarında rastlanır. Genellikle tropikal, subtropikal ve ılıman kuşaklarda yayılım gösteren çipura deniz fenogramlarının bulunduğu kumlu–çamurlu ve çamurlu ortamlarda yaşamını sürdürür. Bunun yanı sıra nehir ağızlarına ve lagüner bölgelere de girer (FAO, 1987).
Ülkemizde daha çok güney sahilleri ve bozcaada kıyılarında yayılım gösterir. 30-50 gram olanları ince lidaki, 100 gram olanları lidaki, 100-180 gram olanları kaba lidaki, 200 ve üzeri ağırlıkta olanları da çipura olarak adlandırılır (Alpbaz, 1990). 0-3 yaş arası çipuraların mide içerikleri incelendiğinde bu türün karnivor bir form olduğu ve özellikle ergin bireylerin Crustacea ve Mollusca familyasına ait türlerle beslendiği ortaya çıkmıştır. Sırt yüksekliği fazla olup lateralden yassılaşmış simetrik bir yapıya sahiptir. Baş iri, burun küt ve ağız terminal konumlu olup düzdür. Alt çenede dişler önde 4 adet kanin, arkada 4 sıra molar, üst çenede ön tarafta 4 adet kanin, arkada ise 3 sıra molar şeklindedir. Üst dudak, alt dudağa oranla daha kalın olup gözün başladığı noktanın paralelinde biter. Gözler orta derecede gelişmiştir. Göz çukuru önündeki mesafe, göz çapından en az iki kat daha uzundur. Gözler arasında V şeklinde yıldızsı bir bant vardır.bozcaada

çipura yetiştirme

bozcaada da yakın Akdeniz Bölgesi’nde oldukça iyi bir pazara sahip olan çipura balığına ait çalışmalar uzun yıllardır devam etmektedir. Yetiştiricilik çalışmalarında elde edilen bilgiler ise daha birçok konunun çalışılması gerektiğini ortaya çıkarmaktadır .bozcaada

Çipuraların fizyolojisi ve biyolojisi üzerine yapılan çalışmalar diğer türlere oranla daha azdır. Laboratuar şartlarında çalışmaların zorluğu ve çipura balığının kültür koşullarında üretiminin oldukça güç olması bu türle ilgili araştırmaları olumsuz etkilemiştir bozcaada da bu tür ile ilgili çalışmalar larval dönem yaşama oranının arttırılması, larva yetiştirme protokollerinin hazırlanması, gelişim oranının yükseltilmesi ve hastalıkların tedavisi konularında devam etmektedir.

açıldı

sezonu bekleyen bozcaada halkı mekanlarını hazırlatıp misafirleri beklemeye başladı

kuşlar

bizim bir arkadaş dememize rağmen bozcaada nın en güzel yerinde güvercin bakmaya başladı

feribot seferleri

yaz tarifesine geçmesi beklenen bozcaada feribotu haziran ayında tarife değişikliği bekleniyor

ayazmaya akınn

havaların sıcaklamasıyla birlikte bozcaada ayazmaya insanlar akın etmeye başladı

yazı hissedin

bozcaada da artık tamamıyla yaz geldi sayılır..